1. (a) (ışık vb.) söndürmek, (su/gaz vb.) kapatmak, kesmek, (b) üretmek, imal etmek, yapmak, meydana getirmek,
    istihsal etmek.
    This factory can turn out 125 cars a day. (c) anlaşılmak, açıklanmak, meydana çıkmak.
    It turns out that she's the admiral's daughter: Amiralin kızı olduğu anlaşılıyor. (d) sonuçlanmak, neticelenmek, sonunda … olmak, dönüşmek.
    Things have turned out well: İşler yoluna girdi/iyi sonuçlandı.
    as it turned out … : halbuki sonunda/neticede …
    It turned out nice and sunny again: Sonunda hava tekrar güzelleşti.
    It has turned out as I said: Sonunda dediğim çıktı.
    it turns out that … : sonunda anlaşıldı ki …
    The wallet turned out to be mine: Meğer cüzdan benimki imiş. (e) toplanmak, yığılmak.
    Everyone turned out to see the King: Halk kralı görmek için toplandı. (f) (dolap vb.) boşaltmak, (g) tersyüz etmek, (h) dışarı atmak, kovmak.
    turn out the government: hükümeti düşürmek. (i)
    k.d. yataktan kalkmak, (j) otlatmak için dışarı çıkarmak.
    turn a horse out (to grass): atı otlatmaya çıkarmak.
cepinıters yüz yapmak Fiil
toplanma, toplantı, içtima. İsim
ürün, verim, üretilen mal miktarı. İsim
kılık, kıyafet, görünüş. İsim
donanım, donatım, cihaz, teçhizat. İsim
yan hat/demiryolu. İsim
geçiş yeri: dar yolda taşıtların birbirini geçmesini sağlayan geniş kısım. İsim
çıkış yolu, ana yoldan ayrılan yol. İsim
(a) grev, (b) grev yapan işçi. İsim
(a) (ışığı) söndürme, (b) içini dışına çevirme, (c) sonuç, netice. İsim
kapanma sonrası bakiye göstermek Fiil
bakiye vermek Fiil
hayal kırıklığına uğramak Fiil
ilkbahar temizliği için bir odayı düzenlemek Fiil
başarıyla sonuçlanmak Fiil
bir kiracıyı çıkarmak Fiil
kiracıyı kovmak Fiil
hayvanları çayıra bırakmak Fiil
ters gitmek Fiil
cıvımak Fiil
başaramamak Fiil
boşa gitmek Fiil
bir toplantıya katılmak Fiil
bir toplantıya çıkagelmek Fiil
görev başına gelmek Fiil
mal üretmek Fiil
savaş aletleri üretmek Fiil
büyük çapta mal üretmek Fiil
birinin mevkiini elinden almak Fiil
(ürün) kötü olmak Fiil
iyi sonuç vermek Fiil
birinin eşyalarını kapı dışına koymak Fiil
hükümeti devirmek Fiil
değişiklik olsun diye bir konferansa gitmek Fiil
çıkmak Fiil
büyük şehir haline gelmek Fiil
iyi şoför olduğu meydana çıkmak Fiil
haksız çıkmak Fiil
avantaj olduğu ortaya çıkmak Fiil
haklı çıkmak Fiil
tanıdık çıkmak Fiil
birinin aleyhine olmak Fiil
doğru olduğu meydana çıkmak Fiil
boşa çıkmak Fiil
yanlış çıkmak Fiil
birinin yararına olmak Fiil
birine hoş geldine çıkmak Fiil
iyi sonuçlanmak Fiil
(a) (hayvanı) çobana katmak, çayıra/otlağa/otlamaya göndermek/çıkarmak.
Put/turn a horse out to grass:
atı çayıra çıkarmak. (b)
k.d. (birisini mecburen) emekliye ayırmak.
başarıyla sonuçlanan bir spekülasyon
sırası gelmeden konuşmak Fiil
sıra beklemeden
sıra dışından
(a) sıra beklemeden, sıra dışından, (b) düşünmeden, saygısızca, patavatsızca, boşboğazlıkla.
to speak
out of turn: düşünmeden konuşmak, pot kırmak.
sırası gelmeden emekliye ayrılmak Fiil
sıra gelmeden konuşmak Fiil
her şeyin altını üstüne çevirmek Fiil
ters-yüz etmek, içini dışına çevirmek.
ceplerinin içini dışına çıkarmak Fiil
birini kapı dışarı etmek Fiil
birini dışarı çıkarmak Fiil
birini işinden çıkarmak Fiil
birini oturduğu yerden çıkarmak Fiil
birini evden kovmak Fiil